İran’da Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan ve beraberlerindeki heyeti taşıyan, 19 Mayıs’ta ‘sert iniş’ yaptığı açıklanan helikopterin enkazına ulaşıldı. İran devlet basını, helikopterdekilerin hayatını kaybettiğini duyurdu.
Yaşamını yitirdiğinde 63 yaşında olan İbrahim Reisi, 2021’de göreve gelmişti. 2017’de cumhurbaşkanlığı seçimlerini rakibi Hasan Ruhani karşısında kaybeden Reisi, İran’ın dini lider Ali Hamaney’in halefi olarak görülüyordu.
İran’ın Meşhed kentinde büyüyen İbrahim Reisi, ‘İslam Devrimi’nde aktif rol aldı. 1979’daki devrimin ardından farklı bölgelerde savcı olarak görev yaptıktan sonra 1985 yılında savcı yardımcısı olarak başkent Tahran’a gönderildi.
İran İslam Devrimi’nin lideri Ayetullah Humeyni’nin görüşleri çerçevesinde ülkenin yönetilebilmesi için rejime bağlı bir şekilde uzun yıllar boyunca mücadele ettiği ifade edilen İbrahim Reisi, hak örgütlerine göre, İran ve Irak arasında sekiz yıl süren savaş sona erdikten sonra 1988 yılında binlerce mahkumun idam edilmesinde de rol oynadı. Reisi, bu yöndeki iddialara kamuoyu önünde yanıt vermedi.
BBC Türkçe’nin aktardığına göre, İbrahim Reisi, sonraki yıllarda ise sürekli olarak nüfuzunu artırdı. Özellikle 1989 yılında Hamaney’in İran’ın dini lideri olmasının ardından Reisi’nin yargı kanadındaki yükselişi de hızlandı. Reisi, 1990-1995 yıllarında Tahran Cumhuriyet Başsavcılığı görevine atandı. 2016’da ise ülkenin en büyük hayır kurumunun başına getirilerek milyarlarca doların yönetiminden sorumlu oldu.
2019’da yargı erkinin başına getirilen İbrahim Reisi, 2021 seçiminde ilk turda Cumhurbaşkanlığı görevi için yeterli oyu alarak İran Cumhurbaşkanı oldu.
2022 yılında İran geneline yayılan hükümet karşıtı eylemler, Reisi’nin görev yaptığı döneme damga vurdu. Mahsa Jîna Emini, ‘başörtüsü kurallarını ihlal ettiği’ iddiasıyla başkentte ‘ahlak polisi’ tarafından gözaltına alındıktan üç gün sonra, 16 Eylül 2022’de Tahran’daki bir hastanede hayatını kaybetmişti. Görgü tanıkları 22 yaşındaki Kürt kadının gözaltındayken darp edildiğini söylemiş, ancak yetkililer kötü muamele gördüğü iddialarını reddetmişti ve ölümünü ‘ani kalp yetmezliğine’ bağlamıştı.
Cumhurbaşkanı Reisi, ülke geneline yayılan protestolarla ilgili sert bir tutum izledi, eylemlerin kolluk güçleri tarafından bastırılması yönünde talimat verdi. Birleşmiş Milletler (BM) bu eylemlerle bağlantılı olarak 551 eylemcinin güvenlik güçleri tarafından öldürüldüğünü kaydediyor. Bu kişilerin bir çoğu, ateşli silahlarla öldürüldü. Hükümet 75 güvenlik görevlisinin de öldürüldüğünü dile getiriyor.
Eylemlerle bağlantılı 20 binden fazla kişi gözaltına alındı, dokuz erkek eylemci idam edildi. Reisi’nin dönemine damga vuran bir diğer gündem ise bölgede çatışma potansiyelinin artması ve geniş bir coğrafyada İran’ın dahil olduğu gerginliklerin yükselmesi oldu.
2023 yılının mart ayında aslında İran, bölgedeki rakibi Suudi Arabistan’la buzları eritebilecek bir girişimde bulunmuştu. Ancak 7 Ekim 2023 tarihinde Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin El Kassam Tugayları’nın İsrail’e yönelik ‘Aksa Tufanı’ saldırısıyla başlayan ve Gazze’nin İsrail bombalarıyla yerle bir edilmesiyle devam eden çatışma durumu, İran’ı yeni bir ‘denklemin’ içine soktu. Lübnan’da Hizbullah, Yemen’de Husiler ve Irak ile Suriye’de çeşitli silahlı grupların da faaliyetiyle, İran’ın da dahil olduğu çatışma potansiyelinin geniş bir alana yayılmasını ihtimali beraberinde geldi.
(DIŞ HABERLER SERVİSİ)