İşte Bahçeli’nin konuşmasından satır başları: TBMM’yi bize emanet eden başta Atatürk olmak üzere kurucu mebusları, aziz şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Cumhuriyetin yeni yüzyılında sorumluluklarımız fazla. Türkiye seçimsiz döneme girmiştir. Önümüzdeki dönem verimli gelişmelere sahne olmalı. Vatandaşın beklentisi sürdürülebilir hizmettir. Vakit kaybetmeksizin işe koyulmalıyız.
LİDER ÜLKE TÜRKİYE’DİR
Türkiye’miz milli birlik duygusunun kemikleştiği nadide ülkelerdendir. Cumhur ittifakı Türkiye yüzyılı hedeflerinin yegane ufkudur. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini sorgulayan, karalayan çevrelerin korkusu uyanan devin ayağa kalkması, küresel hadiselerde sözü geçen bir Türkiye doğuşudur. Doğum sancılı olsa da lider ülke Türkiye’dir.
BEKLENTİ SÜRDÜRÜLEBİLİR HİZMET
Milletimizin beklentisi sürdürülebilir hizmettir. Siyaseti aklın rehberliğinde yorumlarsak, en isabetli karar budur. Yeni yüzyılda mutlu millet inancına el birliğiyle ulaşmalıyız. Dünyanın kaynadığı, coğrafyaların karıştığı günümüz şartlarında iç huzur ve toplumsal dayanışmayı üst seviyeye çıkarmak zorundayız. Bununla ne kadar iftihar etsek azdır. Cumhur ittifakı, aziz millet varlığının sevdalısı, kılavuzudur. Siyasi ve ekonomik çarpıklıkların, Türkiye’nin gücüne güç katması, küçük bir azınlık dışında her insanımızın memnun olmasını sağlamaktadır. Zulme tepki gösteren bir millet ve devlet vardır. Dünya gelse de böyle gitmez diyen, doğruya doğru, yanlışa yanlış diyen bir irade vardır.
DÖKÜLEN KANLAR YERDE KALMAYACAK
Açıkça ifade etmek isterim ki İsrail’in Gazze’de işlediği soykırımın takipçisi bizzat Türkiye’dir. 35 bine yakın Filistinli kardeşimiz terör devleti İsrail’in saldırılarında hayatını kaybetmiştir. Dökülen kanları inşallah yerde kalmayacaktır. Batı Şeria da tehlike altındadır. BM verilerine göre Gazze’de 37 bin ton enkaz birikmiştir. Bunların temizlenmesi için bile 14 yıla ihtiyaç vardır. BM Filistin meselesinin çözümünde acz içindedir. BM bu nedenle reforma tabi tutulmalıdır. Ateşkes görüşmeleri de sonuca bağlanmalıdır. Ayrıca Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ndeki veto sistemi de çözüm arayışlarını tıkamaktadır.