‘Trump gelecek dertler bitecek’ demişlerdi: Ekrem Açıkel ‘acı gerçeği’ açıkladı

ABD’nin yeni Başkanı Donald Trump, koltuğa outurur oturmaz imzaladığı kararnamelerle adından sıklıkla söz ettirmeye devam ediyor.

Göçmen karşıtı hamlelerle dikkat çeken Trump, Filistin’de tarihin en büyük katliamlarından birisini yapan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’yu başkent Washington’da ağırlamasıyla dünya medyasında geniş yer buldu.

Görüşmede tartışma konusu olan iki gündem maddesi ise Trump’ın Netanyahu’nun koltuğunu düzeltmesi ve ortak basın toplantısında özellikle Filistinliler ile ilgili yaptığı açıklamalar oldu.

Trump, kapalı cezaevine dönen Gazze’ye ilişkin “Filistinlilerin orayı ter etmekten başka aşternetifleri yok” dedi. Trump’ın açıklaması tüm dünyada tepkiyle karşılandı. Türkiye başta olmak üzere skandal konuşmaya ilişkin yapılan açıklamalarda bölgede savaşı bitirecek olan tek çözümün iki devletli bir anlaşma olduğunun altı çizildi.

“TRUMP REYİZ GELECEK DERTLER BİTECEK”

Halk TV sunucusu Ekrem Açıkel, ilk günden itibaren göçmen karşıtlığı ve yayılımcı söylem ve kararlara imza atan Donald Trump’ın, seçim öncesi Türkiye’de bazı kesimlerin kendisini desteklemelerine tepki gösterdi.

“Bize hep ne dendi hükümet çevreleri o yandaş basın tarafından Amerika’daki seçim bir bitsin. 20 Ocak bir geçsin. Trump reiz gelecek dertler bitecek. Reisi de bilerek öyle yazdım. Hatırladınız değil mi aşinasınız bu slogana” diyen Açıkel, devamında şunları söyledi:

Trump’ın en büyük destekçisi kimdi? Bizden saklandı ya da göremedik. İsrail’di. Biden’ı çekerek, Kamala gibi düşük profilde bir aday çıkarttılar.

“Ama ama gelinen nokta. Biden Demokratlar Erdoğan’a randevu bile vermedi. Demokratlar dışarı. Bir seçim olsun. Hiç medya kuruluşlarında bu kadar davaya rağmen Trump’ın aleyhine eskisi gibi bir haber görmediniz. Gizli bir destek vardı.

Erdoğan son dönemde Trump tweetleriyle alabildiğine övdü. Hatta damadı da bizim çok yakın dostumuzdu. Tabii büyük adam mesajları atıldı. Hatta ‘Randevulaşalım, hemen bir iletişim gerçekleştirelim’ dendi.

Perşembenin gelişi çarşambadan belliydi. Kapalı kapılar ardında 20 Ocak için Mazlum Kobani yani Suriye’den PKK’nın PYD’nin elebaşı çağırıldı mı? Çağırıldı. Rusların Mersin Akkuyu için 2 milyar doları müsadere edildi mi? Evet edildi iddialar böyle. Türkiye, İran ticareti ile ilgili Amerikan derin devletinin bir tehdit algılaması içinde olduğu doğru mu?

“TRUMP VE NETANYAHU HARİTALARI YENİDEN ÇİZDİ”

Bütün bildiklerimizi unutalım. Bambaşka bir noktaya evrilmiş durumdayız. Bakınız dün kaydedildi. İlk ziyaret Netanyahu ile desteğe bakar mısınız? Koltuğunda kim yardımcı oluyor Netanyahu’yu otururken? Bu görüntü sakın unutmayın bu görüntüyü. Patronun kim olduğunu çok net ortaya koyuyor.

Trump ve Netanyahu Ortadoğu’da haritaları yeniden çizdiklerini itiraf ettiler. Gazze boşaltılacak. Peki oradaki mazlum Filistin halkını çoğu katledildi, soykırıma uğradı. Kim geri alacak? Suudi Arabistan asla almaz. Ürdün asla almaz. Katar mı zinhar. Kim alacak biliyor musunuz? Ben size söyleyeyim. Önce Suriye sonra Türkiye.

ABD’NİN KORKUNÇ GAZZE PLANI

Plan başarılı olursa. Amerika ne yapmak istiyor? Netanyahu’ya söylemiş, Gazze Amerika’nın olacak. Sahil şeridini İsrail’den teslim alacak. Önce trilyon dolarlık Doğu Akdeniz’in yeraltı kaynaklarına sahip olacak mı? Olacak. Bir de oraya Las Vegas gibi otel, eğlence, kumarhane merkezi kuracak. Trump iki açıdan da paranın üzerine oturacak.

TÜRKİYE’NİN CEVABI NE OLACAK?

Ankara ne yapacak? Hakan Fidan dışında hiç tepki veren yok. Farkındasınız değil mi? Gazze’den Filistinlilerin sökülüp oraya Amerika’nın çökeceği konusunda herhangi bir hükümet yetkilisinden Fidan dışında cümle duydunuz mu? Hiçbir konuşma yok. Biz Avrupa Birliği’nin desteğini almak için ya da Türkiye’deki hak ihlallerini görmesin diye göçmen deposu olmayı kabul ettik. Avrupa Birliği susuyor Türkiye’ye bakıp. Amerika’nın desteğini almak için de ‘Trump destekçisiyiz’ dedik. Trump destekçisi siyasetlerin altına imza atıyoruz. Peki suyun akışını değiştirecek gücümüz var mı, masada mıyız. karar verici miyiz, tarihe yön mü veriyoruz? Bilemedim.”